DEĞERLİ ALMAN MİLLETİ HAKSIZ YERE YAHUDİ,SOYKIRIMI DİYE SUÇLANIYOR.
                                   Almanlar Asla Sami Irkından Yahudileri Katletmedi Avrupa Daki Katledilen Yahudi dinine inanan Hazr Türkleridir
                                   Yani Yahudi Dinine inanan Hazer Türklerinin Torunlarıdır Karaylar Bulundu Avrupa bölgeleri 1-Macaristan 2-Poloya
                                   3-Almanya 4-fransa 5- ispanya 6-portekiz ve diğer Avrupa ülkelerine Dağılmış durumdaydı Bunu Almanlar Blmiyordu
                                   Hazar Devleti’ne Ait Şehir ve Kaleler
Telli Korkmaz*
Giriş
Rus arkeologlar tarafından yapılan kazı ve araştırmalar sonucu ortaya çıkarılan
Andronovo kültürünün temsilcileri olan Türkler hakkında “göçebe kültür” tabiri
yaygın bir şekilde kullanılmış ve ne yazık ki bugün birçok Türk araştırmacı tarafından
da kabul edilmiştir. Günümüzde “göçebe Türk” terimi o kadar yaygınlaşmıştır
ki neredeyse Türklerde şehircilik kültürü Selçuklularla başlatılmaktadır. Oğuzlar
konusunda uzman olarak kabul edilen saygıdeğer müverrih Faruk Sümer “Eski
Türklerde Şehircilik” adlı eserinde şehir kurma kültürünü Türk devletleri
içerisinde Uygur Kağanlığı’na atfetmiş ve Türgişlerle devam ettirmiştir1
. Hun ve
Köktürk devletlerine ait yerleşik kültür ve şehir kültürü ile ilgili elimizde yeteri
kadar bilgi bulunmaması bu kültürün Türk tarihinin bahsedilen döneminde
hiç olmadığı anlamına gelmemektedir. Çünkü tarih ilmi diğer bilim dalları gibi
yaşayan ve gelişen bir bilimdir. Özellikle tarih ilmini engelleyen Sovyet rejimi gibi
keskin sınırları olan ideolojilerin yıkılması Türk tarihine ve Türkoloji çalışmalarına
yeni bilgiler kazandırmıştır. Türk tarihinin önemli bir kısmını teşkil eden Hazar
Türkleri konusunda da Rus arkeologların yaptığı yeni kazı ve bilimsel çalışmalar
Hazar tarihi, coğrafyası ve kültürünü öğrenme konusunda bilinmeyenleri
aydınlatır niteliktedir.
Hazar Türkleri ile ilgili ilk bilimsel kazı ve çalışmaları yapan araştırmacı ünlü Rus
tarihçi ve arkeolog Mihail İllarionoviç Artamanov’dur. Bozkır kültürü ve İskitlerle
ilgili araştırmaları ile tanınan Artamanov bunlara paralel olarak Orta Çağ bozkır
halkları ve özellikle Hazarlarla ilgili çok değerli çalışmalar da ortaya koymuştur.
Rus arkeolojisinde ve tarih araştırmalarında Hazar çalışmaları Artamanov’dan
sonra da devam etmiştir. S. A. Romaşov, V. N. Çkhaidze, V. Ya. Petrukhin, V. S.
Flyorov ve T. M. Kalinina Hazarlarla ilgili yeni çalışmalar yapan birçok Rus bilim
adamından sadece birkaçıdır.
*
 Dr. Öğr. Üyesi, Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü,
tellikorkmaz@nevsehir.edu.tr ORCID:0000-0002-8513-706X
1 Faruk Sümer, Eski Türklerde Şehircilik, Ankara 1993, s. 4.
Telli Korkmaz 368
Hazar Coğrafyası ve Tarihi
Hazar Denizi ile Tuna Nehri arasında uzanan Altay bozkırlarının devamı
niteliğindeki Karadeniz’in kuzey bozkırları tarih boyunca birçok kavim ve devlete
ev sahipliği yapmıştır. Bu coğrafyanın Orta Çağ’daki ev sahipleri Türklerin bir
kolu olan Hazarlar ve onların kurduğu Hazar Kağanlığı’dır. Sabirlerin halefl eri
olan Hazarların tam yerleşim sahası Don-Volga ve Kafkasya üçgenidir2
. Rusya
Federasyonu kapsamındaki bu coğrafya Hazar Devleti tarihi açısından bilimsel
olarak Türk tarihçiliğinde araştırılmamıştır. Rusya, Ukrayna ve Dağıstan
gibi ülkelerde Hazar coğrafyası ile ilgili bilimsel birçok çalışmanın yapıldığı
görülmektedir.
Hazar coğrafyası, sınırları, nüfusu, ekonomisi gibi konularda eski ve yeni çok farklı
kaynakların olduğu saptanmıştır. Konu ile ilgili İbranice, Arapça, Grekçe, Farsça,
Ermenice, Latince, eski Rusça ve Çince kaynaklar esas tarihi kaynaklar olarak
kabul edilmektedir. Bizans, Ermeni ve Arap-Fars kaynakları ağırlıklı olarak kendi
ülkelerinin tarihini yazarken Hazarlardan bahsetmişlerdir.
Yahudi-Hazar yazışmaları X. yüzyıl Hazar tarihi ve coğrafyası ile ilgili en orijinal
kaynak olarak kabul edilmektedir. Bu yazışmalarda Hazar ülkesi eksiksiz bir şekilde
belirtilmiştir. IX-XIII. yüzyıl Arap-Fars kaynakları konunun önemli bir kısmını
teşkil etmektedir. Bu kaynaklarda VII-IX. yüzyıl Hazar coğrafyası ve tarihi ile ilgili
kısa da olsa malumatlar yer almaktadır. Ermeni yazarları kendi ülkelerinin tarihini
yazdıkları eserlerinde Hazar tarihi coğrafyası açısından önemli bilgiler vermişlerdir.
Bu kaynaklardan elde edilen bilgiler arkeolojik verilerle desteklenmektedir.
Kağanlığın ve onun kurucu halkının etnik ve politik coğrafyasına dair bugüne
kadar arkeologlar dikkat çekici materyaller elde etmişlerdir.
Hazar Kağanlığı’nın ortaya çıkışı ve onun coğrafi sınırlarının oluşumu Doğu Avrupa
ve Kuzey Kafkasya topraklarında etnik olaylarla doğrudan ilgilidir. Nitekim Türk
halklarının Doğu’dan Avrupa’ya göç etmeleri IV. yüzyılın sonlarında Hunlarla
başlamıştır. V. yüzyılın ortalarından itibaren Kuzey Karadeniz ve neredeyse
Kafkasya’da hâkim etki Türk-Bulgar kavimlerinin elinde idi. Diğer bir Bulgar
kavmi olan Sabarlar da Batı Sibirya’dan bu bölgeye V. yüzyılın sonu VI. yüzyılın
başlarında gelmişlerdir3
. Tyen-Şan (Tanrı dağları) ve İli Irmağı arasında oturan
Sabarlar Juan-Juan (Avar)ların baskıları sebebiyle göç etmişlerdir. Batı’ya doğru
2 Laszo Rasony, Tarihte Türklük, Ankara,1993, 114.
3 Romaşev, age., s. 5.
Hazar Devleti’ne Ait 369 Şehir ve Kaleler
ilerleyerek Kuzey Kafkasya’ya yerleşen Sabarlar Avarların istilasına kadar bölgeye
hâkim olmuşlardır. Avarların ardından bölgeye Göktürkler hâkim olmuştur4
.
Ermeni tarihçi rahip Sebeos’a ve İslam kaynaklarına göre Hazarlar VII. yüzyılın
sonlarına kadar Göktürk Kağanlığı’nın Batıdaki en uç kanadını teşkil etmekteydi5
.
Arap tarihçi El-Mesudi’nin verdiyi bilgiye göre Türklerin Sabar dediği topluluğu
İranlılar Hazar adlandırmışlardı
6
. Arapçada Khazar, Yunancada Khazaroi, Latince
Chazari ve Gazari, İbranice belgelerde Kazar olarak geçen Hazarın genel olarak
“göçebe”, “başıboş dolaşmak” anlamlarına geldiği kabul edilmektedir7
. Sabarların
devamı niteliğinde olan Hazarlar siyasi olarak 630’larda tarih sahnesine çıkarak
Hazar Kağanlığını kurmuşlardır. Kağanlığın esas merkezi önceleri Terek
ırmağının başlangıcı iken sonraları Aşağı İtil boyu olmuştur. Bu bölge İtil, Yayık
(Ural), Don ve Kuban gibi dört büyük nehrin havzasını ve dönemin en önemli
ticaret yollarının kavşağını oluşturuyordu8
.
Hazar Kağanlığı’nın sınırları konusunda kaynaklar oldukça karmaşık ve çelişkili
bilgiler vermektedir. Rus Doğu bilimci ve tarihçi Anatoli Petroviç Novoseltsev
kaynaklar üzerinde yaptığı incelemeler sonucu Kağanlığın sınırlarını tespit
etmeğe çalışmıştır. Hazarların en eski merkezi Kafkasya Bölgesinde olup, esasen
Doğu Ön Kafkasya’nın kıyı şeridi ile Hazar Denizi boyunca Derbent’e kadar
uzanıyordu. Kağanlığın gücü buradan Doğu Avrupa’ya yayılmıştır. VII. yüzyılda
artık Hazarlar Kırım, Don ve aşağı İtil bölgesine yerleşmiş durumdadırlar. VIII.
yüzyılın ortalarında İtil ve Don boyu bölgeleri Hazarların esas yerleşim alanları
haline gelmişti. Gelişme döneminde (VII. yy. 70. yılları-VIII. yy.) Kağanlığın
gücü Tuna’ya kadar uzanıyordu. IX. yüzyılda durum değişti Kağanlığın sınırları
Don ve onun kollarından daha fazla Batı’ya gitmedi. Kağanlığın Doğu sınırı İtil
ötesi bölgelere genişlemedi9
. X. yüzyılın ortalarına kadar bu bölgede hâkim rol
oynayan Hazarlar diğer Türk zümreleri gibi askerî bir millet olmalarının yanında
bulundukları coğrafi durumun etkisi ile de kurdukları devletlerini geliştirmişlerdir.
Türk kavimleri arasında çok erken yerleşik veya yarı-yerleşik hayata geçen Hazarlar
4 Mualla Uydu Yücel, “Hazar Hakanlığı”, Türkler Ansiklopedisi, Yeni Türkiye, Ankara 2002, s. 781.
5 İbrahim Kafesoğlu, Türk Milli Kültürü, İstanbul 1995, s. 158.
6 Kafesoğlu, age., s. 157.
7 D.M.Dunlop, Hazar Yahudi Tarihi, çev. Zahide Ay, Selenge Yayınları, İstanbul 2008, s. 22.
8 Akdes Nimet Kurat, IV-XVIII. Yüzyıllarda Karadeniz’in Kuzeyinde kurulan Türk Kavimleri ve Develetleri,
Murat Yayınları,, Ankara 1992, s. 30
9 A.P. Novoseltsev, Hazarskoe Gosudarstvo i Ego Rol v İstorii Vostoçnoy Evropı i Kavkaza, Moskva 1990, s.
111-112.
Telli Korkmaz 370
bölgede yerleşim yerleri, ticaret merkezleri ve kaleler kurmuşlardır10. Farklı din
ve ırklardan çeşitli halkların yaşadığı bilinen Hazar Kağanlığı Türk kavimlerinin
göç hareketliliğinden etkilenerek zayıfl amaya başlamıştır. Özellikle Peçenek
hücumlarının artması yıpratıcı olmuştur. Kağanlığın Batı’daki düşmanı olan
Kiev-Rus Knezliği de oldukça güçlenmişti. Yahudiliği kabul eden Hazarlar olası
bir savaşta Müslüman komşularından da yardım alabilecek durumda değillerdi11.
Kağanlığa ağır bir darbeyi 965 yılında Kiev knezi Svyatoslav vurmuştur. Bu savaşta
Svyatoslav Hazarların en önemli kalesi olan Sarkel’i almayı başarmıştır12. Yerli
ve yabancı birçok kaynakta Kağanlığın Ruslar tarafından yıkıldığı kaydedilse de,
Prof. Dr. Osman Karatay tarafından yapılan incelemeler sonucu bunun Oğuzlar
marifetiyle gerçekleştiği tespit edilmiştir13.
Hazar Devleti’nin Şehir ve Kaleleri
Hazar coğrafyasındaki şehir, kale, hisar, ticaret merkezleri ve köy tarzı yerleşim
yerleri konusunda kaynaklarda çeşitli bilgiler olmasına rağmen, bunların
hangisinin Hazarlar tarafından yapıldığı, inşa edildiği açıklığa kavuşturulmuş
değildir. Bahsettiğimiz gibi dönemin önemli ticaret yolları bölgeden geçiyordu.
Alan, Sarmat, Slav, Hun, Bulgar vb. farklı kavimlerin ticaret yaptığı bu bölgede
şehir, yerleşim yerleri ve ticaret merkezlerinin kurulması da olasılıktır. Hududü’lAlem Mine’l-Meşrik İle’l-Magrib eserinde Atil, Semender, Hamc (Hamliç), Belencer,
Beyza, Savgar, Hatluğ, Leken, Sur, Mast (Maskat) adlı Hazar şehirlerinden
bahsedilmekte ve bunların deniz ticaretinden dolayı nimetlerle dolu zengin şehirler
olduğu kaydedilmektedir14. Kaynaklarda Hazarlara ait oldukları ifade edilen şehir
ve kalelerin yer tespitleri ve oluşum tarihleri ise oldukça karmaşık ve çelişkilidir.
Bu konuda Rus arkeolojisinde “saltovo-mayak kültürü” şeklinde ifade edilen Hazar
kültürü araştırmaları sonucu ilginç hipotezler ortaya atılmıştır. “Saltovo kültürü”
ve “Saltovo-Mayak Kültürü” terimleri 19-20. yüzyıllarda iki eski tarihi anıtın
ortaya çıkarılması ile bilimsel literatürde yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Anıtlardan biri Kuzey Dontsa’nın sağ kıyısındaki Yukarı Saltov yakınlarında bir
10 Kurat, age., s. 31,41.
11 M.İ. Artamonov, Hazar Tarihi, çev. D. Ahsen Batur, Selenge Yayınları, İstanbul 2008, s. 547.
12 S. A. Pletneva, Hazarı, Moskva 1976, s. 70.
13 Osman Karatay, “Hazarlar”, Doğu Avrupa Türk Tarihi, Editör: Osman Karatay, Serkan Acar,
İstanbul 2015, s. 404.
14 V. Minorski, Hududü’l-Alem Mine’l-Meşrik İle’l-Magrib, çev. Abdullah Duman, Murat Ağarı,
İstanbul 2008, s. 123.
Hazar Devleti’ne Ait 371 Şehir ve Kaleler
yerleşim (Harkov bölgesi, kazıların başlama tarihi 1900 yılı), diğeri ise Don ve
Tihaya Sosna ırmaklarının kesiştiği yerlere yakın Mayak yerleşimidir (Voronej
bölgesi, 1906). Geniş anlamda “saltovo-mayak kültürü” terimi Don ile Azov
civarı bozkırlarını, Taman, Doğu Kırım, Aşağı İtil boyu ve Hazar etrafı Dağıstan
bölgelerini kapsamaktadır. Bu terim hipotez şeklinde ilk olarak 1950‘li yıllarda
M. İ. Artamonov’un Aşağı Don bölgesinde yaptığı araştırmalarda kullanılmıştır.
Daha sonra S. A. Pletneva’nın çalışmaları ile yaygınlaşmıştır15.
“Saltovo-Mayak Kültürü”ne ait şehirlerin olması meselesi Hazar tarihçiliğine
S.A. Pletneva tarafından getirilmiştir. “Göçebelikten Şehirlere” (“Ot Koçeviy k
Gorodam”) adlı eserinde yazar İtil, Sarkel, Semender, Semikarakorı vs. şehirleri
kaynaklar esasında geniş şekilde incelemiştir16. Tarihçiler ve arkeologlar tarafından
defalarca eleştirilen bu eser Hazar şehirleri ve kaleleri konusunda bilimsel
araştırmaların yapılmasını sağlamıştır. Hazar şehir ve kalelerini bu araştırmalar
doğrultusunda tek tek inceleyebiliriz.
İtil, Atil: Kaynaklarda Hazar Kağanlığının Semender’den sonraki başkenti
olan İtil şehri ismini İtil (Volga) Nehri’nden almaktadır. Novoseltsev “Atil”
kelimesinin Fin-Ugorca “nehir” anlamına geldiğini kaydediyor. Günümüzde
bu kelime Macarcada yok ama XIII. yüzyıla kadar Ugorca (anlaşılan Macarca)
konuşan Başkırtlar Beyaz nehre Ak Adil diyorlardı
17. Şehrin oluşması ile ilgili
çeşitli fi kirler ileri sürülmektedir. İtil ismi en eski VIII. yüzyılın sonlarına ait Got
metropolüne bağlı piskoposlukların listesinde geçmektedir. Araştırmacıların
çoğu Hazar başkentinin Kafkasya’dan İtil’e göçmesini VIII. yüzyıl olarak
kabul etmektedir18. Kağanlığın idari merkezi olan İtil, güneyde İran ve Arap
coğrafyasına, doğuda Harezm’e, kuzeyde Bulgar ve Slav ülkelerine, batıda Kiev’e
oradan ise Avrupaya uzanan bir geçit şehri idi19. Bilimsel olarak yeri tam tespit
edilemeyen şehrin konumu konusunda başvura bileceğimiz en eski kaynaklar Arap
kaynaklarıdır. Artamonov, şehrin konumu ile ilgili kaynaklarda geçen bilgileri
titizlikle karşılaştırarak Altın Orda’nın ilk başkenti Saray-Batu’nun bulunduğu
15 Tatyana Yevgenievna Siderenko, “S.A. Pletneva i Problemı Arhielogii Hazarskogo Kaganata v Oteçestvennoy
Nauke Vtoroy Polovinı XX. Veka (saltovo-mayatskogo kultura)”, Voronej 2015, Yayınlanmamış Doktora
Tezi s. 64-87.
16 S. A. Pletneva, Ot Koçeviy k Gorodam, Moskva 1967, s. 44-48.
17 Novoseltsev, age., s. 128.
18 A.V. Paçkalov, Srednevekovıe Goroda Nijnegj Povoljya i Severnogo Kavkaza, Moskva 2018, s. 11.
19 Fatih Ünal, Geçmişten Günümüze As-tarhan (Astrahan /Hacı Tarhan), A.Ü. Türkiyat Araştırmaları
Enstitüsü Dergisi, Sayı 38, Erzurum 2008, s. 228.
Telli Korkmaz 372
Yenotayevski-Selitryanoye bölgesinde olduğu sonucuna ulaşmıştır20. İbni-Fadlan,
el-İstahri, el-Mesudi, el-Mukaddesi gibi yazarlar surları, binaları, ticarethaneleri,
cami ve hamamları olan İtil şehrini nehrin her iki tarafına yerleştirmektedirler21.
Hazarların özellikle kışın ikamet ettikleri şehirlerden bahseden kaynaklarda İtil
Hanbalık olarak da anılmaktadır22. Şehirde kerpiçten yapılmış Kağan’ın sarayı ada
kısımda, esnaf ve tüccarlar doğuda, şehrin esas kısmı olan batıda ise ordusuyla
birlikte Bey oturuyordu23.
İtil şehrinin bulunması konusunda XIX. yüzyıldan beri yapılan arkeolojik
çalışmalar henüz bir sonuç vermemiştir. Nehrin deltasında yapılan kazılar, özellikle
Samosdelka’daki çalışmalar İtil konusunda ümitleri artırmaktadır. Nitekim
yerleşim merkezinin coğrafi konumu İtil’in konumu ile örtüşmektedir. Kazılarda
ortaya çıkarılan büyük anıtlar Samosdelka’nın İtil olma fi krini güçlendirmektedir.
Fakat bu fi kir henüz kesinlik kazanmamıştır24.
Sarkel: Hazar dilinde Şarkel, Yunanca (Ş harfi olmadığı için) Sarkel, Rusça ise
Belaya Veja olarak adlandırılan kale Beyaz Ev, Aksaray, Beyaz Kule anlamlarına
gelmektedir25. Artamonov’a göre kalenin yapılışına 834 yılında başlanmıştır26.
Fakat kaynaklar kalenin yapılma sebebi ve tarihi konusunda farklı malumatlar
da vermektedir. Macarlar ve Ruslar gibi dış güçlere karşı Bizans yardımı ile
yapılmış kale-şehir olduğunu söyleyen kaynaklara karşılık Hazar tarihçileri yeni
arkeolojik bulguların da yardımı ile Sarkel’in Kağanlığın iki başkentinden biri
olduğu ve Ruslarla yapılan savaşta tahrip olan kalenin 838 yılında tamiratının
yapıldığı sonucuna ulaşmışlardır27. Kalenin Bizans yardımı ile yapılması meselesi
de bulgularla uyuşmamaktadır. Nitekim Sarkel kalesinin mimarisinde, yapılış
tarzında ve hatta kullanılan malzemesinde Bizans izi görülmemektedir28. 125x186
büyüklüğünde çok sayıda kulelerle çevrili olan Sarkel Don nehrinin sağ sahilinde
bugünkü Similyanka yakınlarında idi29.
20 Artamonov, age., s. 501.
21 İbn Fadlan, Seyahatnamesi, Haz. Ramazan Şaşan, İstanbul 2015, s. 47.
22 İbn Fadlan, age., s. 73.
23 Paçkalov, age., s. 11.
24 V. S. Flyorov, “Goroda” i “Zamki” Hazarckogo Kaganata Arheologiçeskaya Realnost, Moskva, 2010, s. 114.
25 Novoseltsev, age., s. 131.
26 M.İ. Artamonov, “Belaya Veja”, Sovetskaya Arkheologiya, Tom XVI, 1952, s. 50.
27 Osman Karatay, “Karadeniz’de İlk Ruslar ve Sarkel’in İnşası”, Belleten, LXXIV/269, 2010, s. 72.
28 Karatay, agm., s. 79.
29 Artamonov, “Sarkel”, Bolşaya Sovetskaya Ensiklopediya, Cilt 38, Moskva 1955, s. 114-115.
Hazar Devleti’ne Ait 373 Şehir ve Kaleler
Sarkel kale-şehri, 1569 yılında Osmanlı devleti tarafından teşebbüs edilen fakat
yapılamayan Don-Volga kanalının30 1952 yıl

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar