IFJ-INTERNATIONAL FEDERATION OF JOURNALİST
TÜRKİYE'DE YARGI YOLSUZLUĞU
Türkiye'nin Dördüncü UPR Döngüsü için UPR Sunumu
BM İnsan Hakları Konseyi'nin 49. oturumu (Nisan-Mayıs 2025) için planlanan Türkiye'nin UPR oturumu için
I. Önceki UPR Döngüsü ve Türkiye'nin Desteklediği İlgili Tavsiyeler
1. Türkiye, Ocak 2020'de UPR ÇG 35 tarafından incelendi. 321 tavsiye aldı ve İnsan Hakları Konseyi 45'teki UPR çıktısının kabulünde 216 tavsiyeyi destekledi.[1]
2. Henüz uygulanmayan ilgili dördüncü döngü UPR tavsiyeleri şunları içerir:
▪ 45.117 Adaletin uygulanmasını iyileştirme çabalarına devam edilmesi (Burundi);
▪ 45.113 Bağımsız ve tarafsız bir yargının garanti altına alınması ve kuvvetler ayrılığına saygı gösterilmesinin sağlanması (Avusturya);
▪ 45.120 Yargının hukuken ve uygulamada bağımsızlığını ve tarafsızlığını garanti altına almak (Kosta Rika);
▪ 45.124 Yargı sistemini yeniden düzenlemek ve bağımsız ve tarafsız soruşturma, kovuşturma ve yargılamayı sağlamak (Finlandiya);
▪ 45.128 Yargının bağımsızlığını güçlendirerek yargı reformunu sürdürmek
▪ 45.129 Yargının bağımsızlığını güçlendirmek (İtalya);
▪ 45.133 Yargı sisteminin bağımsızlığını güçlendirmek ve Türkiye'nin uluslararası yükümlülükleri ve standartlarına uygun olarak gerekli yargı sürecini takip etmek (Norveç);
▪ 45.156-157-163-171: Sosyal ve geleneksel medyanın sansürlenmesinden kaçınılarak, akademik ve sanatsal özgürlüğün tam olarak sağlanması ve saygı gösterilmesi, bilgiye eşit ve kaliteli erişimin sağlanması ve gazetecilerin, insan hakları savunucularının ve tüm sivil toplum kuruluşlarının ifade özgürlüğü hakkının korunması yoluyla ifade özgürlüğünün her türlü biçiminin sağlanmasına yönelik öneriler.
II. Yargı Yolsuzluğu ve Yetki Kötüye Kullanımı
3. İstanbul Anadolu Adliyesi Başsavcısı İsmail Uçar'ın 6 Ekim 2023 tarihinde Hakimler ve Savcılar Kurulu'na gönderdiği resmi yazıda, Türkiye'nin ikinci büyük yargı bölgesindeki yolsuzluk ve görevi kötüye kullanmanın boyutuna ilişkin ciddi iddialar yer aldı.
4. Uçar'ın Hakimler ve Savcılar Kurulu'na gönderdiği resmi bir yazıda yer verdiği ve daha sonra Türk medyasında geniş yer bulan iddiaları şöyle:[2] [3]
i. Yazı, özellikle İstanbul Anadolu Adliye Mahkemesi Başkanı Bekir Altun'un iddia edilen yolsuzluktaki rolünü vurgulayan, Türk yargısına yönelik sert bir suçlama niteliğindedir. Yazıda, Başyargıç Altun'un rüşvet, gasp, basın özgürlüğünü kısıtlama ve hukuka aykırı planları nedeniyle meslektaşlarına zorbalık gibi en yolsuzluk faaliyetlerinden sorumlu olduğu belirtilmektedir.
ii. Ayrıca, Başsavcı Uçar, yargı içindeki belirtilmemiş "yapıları" sert bir dille eleştiriyor. Bu yapıların "uyuşturucu kaçakçılarına göz yumduğunu, mafya babalarını serbest bıraktığını ve bunu yaparken meslektaşlarını terörize ettiğini" belirtiyor. Uçar, bu yapıların yaygın etkisinin yargıyı özüne kadar yozlaştırdığını öne sürüyor.
iii. 15 Temmuz darbe girişimini takip eden dönemden bahseden Başsavcı Uçar, yargıdaki birçok kişinin yasa dışı faaliyetlerde bulunmak için kendilerine sınırsız yetki verildiğini düşündüğünü iddia ediyor. Kapsamlı bir tasfiyeye ihtiyaç duyulduğunu vurgulayarak, yargının mevcut durumunu ameliyat veya kemoterapi gerektiren bir kanser hastasına benzetiyor.
iv. Uçar ayrıca, ilk derece ceza hâkimlerinin içerik kaldırma ve URL engelleme kararları için rüşvet aldıkları endişe verici bir eğilime de dikkat çekiyor. Bu iddia, Türkiye'de erişimi kısıtlanan önemli sayıda URL'yi vurgulayan İfade Özgürlüğü Derneği'nin (İFÖD) yakın tarihli bir raporuyla örtüşüyor.
v. Prof. Dr. Yaman Akdeniz ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden Araştırmacı Ozan Güven tarafından hazırlanan İFÖD'nin 2022 Engellenen İnternet Raporu, bu kısıtlamaların kapsamına dair içgörüler sunuyor. 2006 yılından bu yana, şaşırtıcı bir şekilde 616.239 engelleme kararı verilmiş ve bu da 712.558 adrese Türkiye içinden erişilememesine neden olmuştur. [4]
vi. Resmi yazıda, Başsavcı Uçar, Başyargıç Altun'u ayrıca, önemli miktarda uyuşturucu bulundurmaktan (125 kg'lık bir örnek) tutuklanan şüphelilerin serbest bırakılmasını ve beraat etmesini kolaylaştırmak için yargıyı manipüle etmekle veya gasp ve gasp suçlarına karışmakla suçlamaktadır. Başyargıcın, hâkimleri ve mahkemeleri stratejik olarak atadığını, kendisiyle işbirliği yapanları terfi ettirdiğini ve kendisine direnenleri ise görevden uzaklaştırdığını veya saf dışı bıraktığını iddia etmektedir.
5. Yargıdaki bu yüksek düzeydeki yolsuzluk sadece İstanbul ile sınırlı değildir. İzmir ve Ankara'da, eski Başsavcı Okan Bato ve eski Başsavcı Yüksel Kocaman gibi kilit isimler yolsuzluk, gasp ve gasp suçlarına karışmıştır.
Türkiye: Authorities must end unlawful proceedings against the Istanbul Bar Association 29 Jan 2025 | Advocacy, News istanbul-bar-e1736938363638 The International Commission of Jurists (ICJ) expresses concern over the criminal proceedings initiated against the Istanbul Bar Association, including its President, İbrahim Kaboğlu, and members of its executive board. The ICJ further condemns the detention of Fırat Epözdemir, a member of the executive board, who was arrested upon his return from an advocacy visit to Council of Europe institutions. These actions constitute a direct attack on the independence of the legal profession and the rule of law in Türkiye. The criminal proceedings were initiated following a statement issued by the Istanbul Bar Association on 21 December 2024, which called for an independent investigation into the deaths of journalists Nazım Daştan and Cihan Bilgin, who were killed in northern Syria on 19 December 2024. The statement highlighted concerns regarding the...
Yorumlar
Yorum Gönder