IFJ-ULUSLARARASI GAZETECİLER FEDERASYONU
Trump'ı rakiplerinden ayıran temel özellikler nelerdir? Başkanlığı, çok kutuplu bir dünyanın yükselişiyle nasıl bir ilişki içinde? Batı Asya, Türkiye ve Suriye politikaları hangi yöne gidecek ve bu politikaları hangi faktörler şekillendirecek? Türk hükümeti şimdiye kadar hangi adımları attı ve bundan sonra ne yapmalı?
UWI yazarı, tarihçi ve siyaset bilimci Doçent Mehmet Perinçek, web sitemiz için bu soruları analiz etti.
——
Trump'ın yolunu ne açtı?
Trump'ın dış politikasının bizim için en önemli yönü küreselcilere karşı çıkmasıdır. Trump şimdi ne diyor? "Enerjimizi, kaynaklarımızı ve paramızı dünyaya düzen getirmek için kullanmak yerine, içerideki ve kendi bölgemizdeki sorunları çözmeye odaklanalım" diyor.
Amerika Birleşik Devletleri ve Trump'ı bu noktaya getiren küresel direnişin rolünü vurgulamak da çok önemli. Yani, Trump'ın bir gün uyanıp "İçimize dönelim, yoksa Afganistan ve Orta Doğu'ya zaten çok para ve kaynak harcamışızdır" demesi gibi bir durum söz konusu değil. Dünya ekonomisinin Pasifik ve Avrasya'ya doğru kayması, ABD'nin tek kutuplu dünya projesinin başarısızlığı, çok kutuplu dünyanın güçlenmesi ve Şanghay İşbirliği Örgütü gibi çok kutuplu dünya örgütlerinin çekim ve güç merkezleri olarak ortaya çıkması gibi küresel gelişmelerin hepsi bunda kilit rol oynadı.
Trump'ın Türkiye politikası: Yaklaşan çatışma
Ezilen ve gelişmekte olan dünya
Aynı zamanda, Tayvan'dan Ukrayna'ya, Büyük Kürdistan Projesi'nden Büyük Orta Doğu Projesi'ne kadar ABD'nin birçok planı başarısızlıkla karşı karşıya kaldı. Ezilen ve gelişmekte olan dünyanın gücü ve birliği, ABD'yi dünyanın gerçekliğini kabul etmeye zorladı. Çok kutuplu bir dünya gerçeği ABD'ye dayatıldı ve bunun sonucunda Trump'ın fikirleri daha da güçlendi, daha doğrusu bu fikirler Trump için kaçınılmaz hale geldi.
Trump'ın ilk dönemine dönüp baktığımızda, benzer fikirleri vardı, ancak bunları pek uygulayamadı. Bazı adımlar veya fikirler ortaya atıldı, ancak bunlar pek hayata geçirilemedi. Bunun nedeni, o dönemde ABD ve dünyadaki güç dengelerinin farklı olmasıydı. Şimdi ise bu dengeler değişti ve Trump'ın argümanları daha da geçerli hale geldi. Rusya'nın Ukrayna operasyonu bunda önemli bir rol oynadı. ABD'nin Ukrayna üzerinden Rusya'yı kuşatma planı büyük bir darbe aldı.
Çin, elbette, sadece ekonomisini güçlendirmekle kalmadı, aynı zamanda daha önemli askeri başarılar da elde etti. ABD, Afganistan'daki müdahalesinin utanç verici bir sonu, bir felaket oldu. Yani, insanların uçakla kaçmak için koştuğu görüntüler tüm dünya tarafından izlendi. Tüm bunlar Trump'ın fikirlerini daha da güçlendirdi.
Elbette, ekonominin durumu da önemli bir rol oynadı. ABD daha da derin bir borca battı. Batı ve Atlantik basınında, ABD'nin borcu konusunda alarm zillerinin çalmadığı tek bir gün yok. Medyanın bu konuda yazmasını bir kenara bırakın, Trump ve Elon Musk bile her gün ABD'nin kaç milyon dolar borcu olduğundan bahsediyor ve bu konuda ciddi endişelerini dile getiriyorlar.
ABD, Rusya'yı ekonomik yaptırımlarla boğamaz veya izole edemezdi. Aksine, Rusya'ya yönelik yaptırımlar Batı'yı daha sert vurdu ve Rusya Avrasya'da çok daha iyi ve yeni ortaklıklar buldu. Rusya-Çin ilişkileri askeri, siyasi ve ekonomik iş birliği açısından güçlendi. Birlikte, dolar hegemonyasına karşı güç kazandılar. Tüm bunlar, Trump'ın politikalarını veya fikirlerini hayata geçirmesi için ilk dönemine kıyasla daha elverişli bir ortam yarattı.
Trump artık iktidara geri döndüğüne göre, Ukrayna konusunda bazı adımlar atacak. Bu çok açık. Rusya ve ABD arasında müzakereler başlayacak. Bu görüşmelerin ne kadar olumlu ilerleyeceği ve hızlı bir barışa yol açıp açmayacağı ise ancak zaman gösterecek. Ama en azından şimdi Rusya'nın ABD'de oturup müzakere edebileceği bir muhatabı var. Bu, küreselcilerle veya Biden'ın ekibiyle mümkün değildi. Dolayısıyla, önümüzdeki günlerde Ukrayna'da bazı gelişmeler göreceğiz.
Ayrıca Trump, Çin'e karşı ilk dönemindeki kadar agresif bir tavır sergilemiyor. Bu konuda daha gerçekçi olması gerekiyor. Ve bu gerçekten önemli: Gerçekçi olmaktan başka seçeneği yok. Neden? Çünkü Çin, ekonomisi, ordusu ve uluslararası ittifaklarıyla ABD'nin kurbanı olmayacağını gösterdi. Hatta Çin, Batı Asya, Karadeniz, Afrika ve diğer çeşitli bölgelerde ilişkilerini daha da geliştirdi. Politikalara müdahale edebilen ve çözüm üretebilen bir ülke haline geldi. Önce Çin'i izole edip ardından Rusya ile yüzleşme fikri Trump'ın ilk döneminde işe yaramadı. Şimdi, ikinci döneminde Rusya-Çin ilişkileri çok daha güçlü hale geldi. Bu nedenle Trump'ın Çin'e eskisi gibi agresif veya pervasız bir şekilde yaklaşamayacağı anlaşılıyor.
Trump'ın W
Türkiye: Authorities must end unlawful proceedings against the Istanbul Bar Association 29 Jan 2025 | Advocacy, News istanbul-bar-e1736938363638 The International Commission of Jurists (ICJ) expresses concern over the criminal proceedings initiated against the Istanbul Bar Association, including its President, İbrahim Kaboğlu, and members of its executive board. The ICJ further condemns the detention of Fırat Epözdemir, a member of the executive board, who was arrested upon his return from an advocacy visit to Council of Europe institutions. These actions constitute a direct attack on the independence of the legal profession and the rule of law in Türkiye. The criminal proceedings were initiated following a statement issued by the Istanbul Bar Association on 21 December 2024, which called for an independent investigation into the deaths of journalists Nazım Daştan and Cihan Bilgin, who were killed in northern Syria on 19 December 2024. The statement highlighted concerns regarding the...
Yorumlar
Yorum Gönder