GLOBAL INITIATIVE ECONOMİC NEWS Finansal dolandırıcılığın bedeli Türkiye, artan dolandırıcılık vakalarını kontrol altına almak için adımlar atmakta. Peki bu adımlar gerçekten etkili olabilir mi? Geniş teknolojik ve sosyal eğilimlerle bağlantılı olan ve giderek daha organize ve sofistike ağlar tarafından yönetilen finansal dolandırıcılık, Türkiye’de giderek yaygınlaşmakta olan bir olgu. Yıllık mali kayıplar ya da etkilenen mağdur sayısı hakkında kapsamlı bir veri bulunmamakla birlikte, dolandırıcılık mesajlarının ve aramalarının hacmi bu durumun ülkedeki yaygınlığını gözler önüne seriyor. Türkiye’nin karşı karşıya olduğu bu sorun, küresel eğilimin bir parçası. 2023 Küresel Organize Suç Endeksi, mali suçların dünya genelinde en yaygın suç piyasası haline geldiğini ortaya koyuyor. Araştırmalara göre, bu suç piyasası kapsamında sadece dolandırıcılık, 2023 yılında 486 milyar ABD doları kayba neden olmuş. Yüksek suç oranlarıyla mücadele eden Türkiye ise bu artan tehditten özellikle etkilenmekte. Endeks, Türkiye’yi mali suçlarda 10 üzerinden 8.0 puanla en üst sıralara yerleştirerek, Güneydoğu Asya’daki sahtekarlık operasyonlarının merkezi olan Filipinler gibi dolandırıcılık anlamında kötü şöhretli ülkelerle aynı seviyeye koyuyor. Türk vatandaşları, cesur ve yenilikçi dolandırıcılık girişimlerine yabancı değil. Geçmişte de dolandırıcılar, İstanbul’un simge yapılarının ya da hayali gayrimenkul projelerinin satışını içeren tuhaf planlar kullanarak hızlı kazanç vaadiyle kurbanları cezbetmiş ve binlerce masum kişiyi tuzağa düşürmüştü. Ancak son yıllarda bu yöntemler daha organize ve çeşitli hale geldi. Sosyal medyanın yaygın kullanımı ve kolay para kazanmanın cazibesi, dolandırıcılık vakalarını artırarak bu problemle olan mücadeleyi daha da zorlaştırıyor. 2023 yılında, kimlik hırsızlığı, yatırım dolandırıcılığı, saadet zinciri ve avans dolandırıcılığı gibi farklı yöntemlerle yaklaşık bir milyon dolandırıcılık vakası Türk savcılıklarına intikal etti. Bu rakamın hem bireysel hem de organize dolandırıcılık vakalarını içerdiğini belirtmekte fayda var: Dolandırıcılık her zaman organize suç gruplarının katılımını gerektirmez, temel teknolojik bilgiye sahip fırsatçı bireyler tarafından da gerçekleştirilebilir. Ancak, son dönemde yapılan operasyonlar organize suç gruplarının bu planlara dahil olduğunu ortaya koyarak, ülkedeki dolandırıcılığın artan etkisini ve sıklığını gözler önüne serdi. Kayda değer bir vaka, 2024 yılının başlarında bir kolluk operasyonunun İstanbul’da dört çağrı merkezi işleten bir suç örgütünü ortaya çıkarmasıyla gündeme geldi. Operatörler, kendilerini kurye şirketlerindenmiş gibi tanıtarak, teslim alınmayan paketler için ücret talep ederek insanları dolandırıyordu. Bu yöntemin, örgütün kullandığı dolandırıcılık tekniklerinden sadece biri olduğu düşünülüyor. Belirtilenlere göre, örgüt her gün yaklaşık bin potansiyel kurbanı arıyor, günlük ortalama 200.000 Türk Lirası kazanç sağlıyor ve her ‘başarılı’ plan karşılığında ‘çalışanlarına’ komisyon dağıtıyordu. Ancak dolandırıcılık mağdurları sadece Türkiye’de yaşayan kişilerle sınırlı değil. Bir sahil şehri olan İzmir üzerinden yönetilmekte olan ve Almanya’daki yaşlı emeklileri hedef alan çok daha cüretkâr bir dolandırıcılık girişimi de yakın zamanda ortaya çıkartıldı. Bu girişim polis memuru kılığına girerek kurbanlarını değerli eşyalarının risk altında olduğuna ikna eden dolandırıcılar tarafından yürütülmekteydi. Suç ortakları, para, altın ve mücevherleri toplamak üzere kurbanlara gönderiliyor ve elde edilen gelir, yasadışı işlemleri gizlemek için kullanılan havala sistemi aracılığıyla Türkiye’ye geri getiriliyordu. Soruşturmalar, operasyonun Lübnanlı Kürtlerden oluşan üç aile tarafından yönetildiğini ve 2018-2022 yılları arasında mağdurların toplam 120 milyon Avro değerinde dolandırıldığını ortaya koydu. Türkiye, uluslararası dolandırıcılar için de giderek cazip bir yer haline gelmekte. Özellikle 2022’den itibaren zorunlu askerlikten kaçınmak üzere ülkeye yerleşen Rus hackerların akını, Türkiye’nin ulusötesi organize dolandırıcılık için bir kaynak ülke olarak konumunu güçlendirdi. Bu grupların, yetkililerin dikkatini çekmemek için genellikle Türk vatandaşlarını hedef almadıkları bildiriliyor. Europol’ün suç ağlarına ilişkin yayınladığı yakın tarihli raporuna göre, Türkiye AB bölgesini etkileyen en tehlikeli suç örgütlerinin faaliyet gösterdiği AB üyesi olmayan ülkelerin başında geliyor. Bu durum, yakın zamanda tarihin en büyük kripto para dolandırıcılıklarından birini gerçekleştiren uluslararası bir dolandırıcının yakalanmasıyla da doğrulandı. İsviçre vatandaşı olan fail, 2019’dan bu yana dünya çapında 3 milyon kişiyi 4 milyar ABD doları değerinde dolandırmakla suçlandı. Failin, Türk vatandaşlığı alarak Türkiye’de fark edilmeden yaşamayı başarması, ülkenin dolandırıcılar için güvenli bir liman olarak cazibesini bir kez daha ortaya koymaktadır. Gerçekten de, bu tablo, azılı dolandırıcılar da dahil olmak üzere deneyimli suçlular için Türkiye’nin cazip hale gelmesine katkıda bulunan Yatırım Yoluyla Vatandaşlık programının tartışmalı yönlerini yeniden gündeme getirmektedir. 2017 yılında başlatılan bu program, bireylerin Türkiye’de yatırım yaparak vatandaşlık kazanmalarına ve aynı zamanda Türk Anayasası’nın sağladığı iade edilmeme kaidesinden faydalanmalarına olanak tanımaktadır. Dolandırıcılık olaylarının büyük ölçüde eksik raporlandığı bilinen bir gerçektir. Mağdurlar, itibar kaybı korkusu ya da sonuçların yetersiz kalacağı endişesiyle yetkililere şikâyette bulunmaktan çekinmektedir. 2024’te yapılan bir araştırma, Türkiye’de her üç dolandırıcılık mağdurundan yalnızca birinin yetkililere başvurduğunu ortaya koymuştur. Bu durum, birçok organize dolandırıcılık vakasının gözden kaçmasına ve hak ettiği ilgiyi görmemesine yol açmakta, dolayısıyla bu suç piyasasının ve mağdurlara verilen zararın kapsamlı bir şekilde anlaşılmasını engellemektedir. Türkiye, büyüyen dolandırıcılık sorununa tam anlamıyla çözüm bulamasa da bu mücadelede çeşitli önlemler almaktadır. Medyada yer alan haberlere göre, e-ticaret sahtekarlığı, yatırım dolandırıcılığı ve kredi kartı sahtekarlığı gibi suçlara yönelik düzenli operasyonlar gerçekleştirilmektedir. Mağdurlar tarafından yapılan şikayetler doğrultusunda kolluk kuvvetleri, yeni oluşturulan özel dolandırıcılık birimi sayesinde bu suç örgütlerini çökertmek için operasyonlar düzenlemiştir. Ayrıca, hizmetlerin dijitalleştirilmesine yönelik çabalar, geliştirilmiş güvenlik protokolleriyle birleştirilerek özellikle varlık satışı gibi işlemlerde dolandırıcılık faaliyetlerini engellemeyi amaçlamaktadır. Ancak bu çabaların güvenilirliği, Almanya’da emeklileri hedef alan şebekede yer alan şüphelilerinin serbest bırakıldığına dair son haberlerle birlikte ciddi şekilde sarsılmıştır. Başlangıçta toplam 1 128 yıl hapis cezasına çarptırılan bu şüpheliler, bir üst mahkeme kararıyla serbest bırakıldı. Bu karar, Türk ve Alman makamları tarafından yürütülen kapsamlı soruşturmalara, Almanya’da grubun diğer üyelerine yönelik suç duyurularına ve aktif uluslararası tutuklama emirlerine rağmen alınmıştır. Söz konusu dava, Türkiye’deki yargı bağımsızlığı ve ceza adaleti sisteminin bütünlüğü ile ilgili ciddi endişelere yol açmaktadır. Bunun yanı sıra, bağımsız ve müdahaleden uzak bir yargı sistemi ile iyi donanımlı kolluk kuvvetleri gibi güçlü dayanıklılık mekanizmalarına duyulan kritik ihtiyacı da gözler önüne sermektedir. Bu alanlar, Türkiye’nin sürekli olarak düşük performans gösterdiği ve 2023 Endeksi’nde ‘yargı sistemi ve gözaltı’ ile ‘kolluk kuvvetleri’ mekanizmalarında küresel ortalamaların oldukça altında kaldığı alanlardır. Bu temel sistemlerin güçlendirilmesi, Türkiye’deki suç piyasalarına, özellikle de organize dolandırıcılık gibi yaygın ve hızla gelişen suç türlerine etkili bir şekilde yanıt verebilmek için büyük bir önem taşımaktadır. Türkiye, karmaşık dolandırıcılık vakalarına ilişkin endişelere karşılık vermek yönünde kararlılığını göstermektedir. Ancak, gerçek bir etki yaratılabilmesi için dolandırıcılara yasaların izin verdiği ölçüde caydırıcı ve katı cezalar uygulanması konusunda daha kararlı bir duruş sergilemek kritik olacaktır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

TÜRKİYE ORTA ASYA HABER KKUORDİNATÖRÜ