KARAÇAY TÜRKLERİNİN AMERİKA TÜRRKİYE VE İSPANYA YA GTÖÇLERİ
                                        Sürgüne Gönderilirken  Başlarında Büyük dedem mustafa velihan bulunuyordu.
                                        Bir Türk boyu olan Karaçaylılar, kendi anavatanları Kafkasya’da komşuları olan Kabartayların
zulmünden kurtulmak için bir kaç farklı bölgeye göçetmek zorunda kalmış ve sonunda Elbruz
Dağı’nın eteklerine yerleşmiştir. 1812 yılında Rus hakimiyetine giren ve Rus Çarlık
yönetiminin uyguladığı baskı politikasına dayanamayan Karaçaylıların bir kısmı Osmanlı
topraklarına göçetmek zorunda kalmıştır. Kafkasya’da geriye kalan Karaçaylılar da İkinci
Dünya Savaşı sonunda Sovyet yönetimi tarafından topyekun Kazakistan ve Kırgızistan
steplerine sürülmüş ve 14 yıl süreyle anavatanlarına dönememişlerdir. İkinci Dünya Savaşı
sırasında çok sayıda Karaçaylı da Almanya’ya kaçmış ve oradan İtalya ve Avusturya’ya geçmiş
sonra da Türkiye’ye iltica etmiştir. Bu Karaçaylı mülteciler, 1960’lı yılların başlarında ABD’ye
göçederek New Jersey eyaletinin en önemli sanayi şehirlerinden birisi olan Paterson’a
yerleşmiştir.
Anahtar Kelimler: karaçay, karaçaylı, malkarlı, kafkasya, göç, sürgün.Bugün, Rusya Federasyonu snırları içinde iki ayrı özerk cumhuriyette
yaşayan Karaçaylılar ve Malkarlılar, İslam dinine mensup aynı dili konuşan,
aynı kültür değerlerini paylaşan, yaşadıkları coğrafya dışında farklı yönü
olmayan bir Türk boyudur. Karaçaylılar, ‚Karaçay–Çerkes
Cumhuriyeti‛nde, Malkarlılar da ‚Kabartay-Balkar Cumuriyeti‛nde
yaşamaktadırlar. Toplam nüfusları 2010 sayımına göre 300 bin civarındadır.
Bu çalışma, nüfus olarak Malkarlılardan daha büyük olan Karaçaylılar
üzerinde yoğunlaşmaktadır.
Karaçaylıların tarihi ile ilgili olarak ileri sürülen görüşler üç ayrı kaynaktan
incelenebilir: Karaçay halk edebiyatında bulunan destanlar ve hikayeler, 19.
Yüzyılda bölgeyi ziyaret eden seyyahların yayınladıkları hatıratlar ve son
olarak da bilim adamlarının yaptıkları araştırmalar.
Karaçaylıların tarih sahnesinde ilk görülmeye başladığı günlerin hikayesinin
detaylı olarak anlatıldığı ve dilden dile dolaşarak günümüze kadar gelen ve
Yılmaz Nevruz tarafından nazımlaştırılan (Aktaran: Yeşil, 1999) Karça Bey
Destanında bu Türk boyunun tarihi gelişim süreci şöyle özetlenmektedir:
‚Eski zamanlarda, asırlar önce Kafkasya’da, başlarında bir beyleri, ağıllara
sığmaz koyunları olan ve huzur içinde yaşayan bir kavim vardı. Karlı bir kış
gecesinde başlarındaki Bey’in bir oğlu oldu. Adını Karça koydular‛
şeklinde başlayan destanda, Karaçaylıların, geçtikleri her yeri yağmalayan,
yakıp yıkan Moğol istilacıların kendilerine de zarar vereceği endişesiyle,
yaşadıkları toprakları terkederek koyun sürüleri ve yılkıları ile birlikte yola
düştüğü, uzun süren zorlu bir yolculuktan sonra Kırım’a vardıkları
anlatılmaktadır. Orada bir süre kalan Karaçaylıların, ovanın havasına,
suyuna alışamadıkları, eskiden olduğu gibi yine yüksek dağların karlı
tepelerinde yaşamak istedikleri, bu nedenle yeni bir göç başlattıkları ve bir
zaman sonra Kafkas Dağlarına ulaştıkları ancak Kabartayların onları
rahatsız etmeye başlaması üzerine yeniden göç kervanını kaldırdıkları ve
sonunda bugün de Kafkasya’da kalan Karaçaylıların yaşadığı ve Mingi Tav
adını verdikleri Elbruz dağı eteklerine vardıkları ve oraya bir daha
ayrılmamak üzere yerleşmeye kesin karar verdikleri ifade edilmektedir.
Karça Destanın son bölümünde, Kabartay beylerinden Kazi’nin ordusuyla
gelip Karaçay’ı basıp yağmalamasının bardağı taşıran son damla olduğu,
Karça Bey’in, Gürcü beylerinden yardım istediği ve onların desteğiyle
ordusunu güçlendirdiği, Kabartay`a girerek Kazıybek`in ordusunu büyük
bir yenilgiye uğrattığı, Karaçay`dan yağmaladığı bütün malları ve esirleri
geri aldığı, sonra da Kazıybek ile bir daha birbirleriyle şavaşmamak, ömür
boyu dost geçinmek için bir anlaşma yapmış olduğu belirtilmektedir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar