ATATÜRK VE TÜRK DEVRİMLERİ KİTABI

ATATÜRK VE TÜRK DEVRİMLERİ KİTABI ALINTI LAİKLİK İKESİ.
Din Gerekli bir kurumdur Dinsiz Milletlerin devamına olanak yoktur şurası varki Din,Allah ile kul arasındaki bağlılıktır
Genel anlamda laiklik din ile devlet işlerinin din işlerini ayrılmasıdır.Laikliğin batıdabaşlaması X1V.Yüzyılda din adamları
sınıfının siyasal nufuslarının son bulması yol açmış olan mücadellere dayanır Rönesans ve reform hareketleri düşüncenin
laikleşmesini hızlandırmış 1789 Frensa devrimi bu düşüncenin yayılmasında etken olmuştur laiklik kabul edilmiştir.papalığın
papazların krallar seçilmiş cumhurbaşkanları üzerinde ağır baskıları vardı toplumu din adana yönetmeye çalışıyorlardı
ve papalık ve papazlar en zengin zümreyi teşkil edişyorlardı.Batıda XVI Yüzyıldan itibaren dinin devletten ayrılması.
düşüncesi gelişmişti Ancak Hükümdarlar Papanın onayı olmadan daha uzun süre taç giyememişlerdir Batı,da laikliğin daha
erken uygulanmasınında hıristiyan dininin etken olmuştur.Hıristiyan dininin yapısı etken olmuştur dinin uygulayıcıları
papazlar ve papa kiliseler sadece dinsel konularla uğraqşmışlardır batıda kendini devlet güvencesinin dışında gören kilise
varlığını sürdüre bilmek için kendi arasında bir örgüt kurma zoprunluluğunda kalmışlardır kilisenin hükümdarlara hükmetme
çabaları Orta çağda ükümdar kilise çatışması yaşanmıştır kilisenin kuvvetlenmesini ve özellikle büyük mali olanaklara
ulaşmışlardır yani günümüzde hükümetin zenginleşmesi gibi İslamiyette ise din Hıristiyan dünyasındaki gibi gelişlmemiştir
Çünki İslamda devletin başkanı aynı zamanda dinin de başkanı olduğu gibi dinsel kurumlar ve hükümdar çekişmesi olmadığından
islamiyet nefsini savunma durumunda kalmıştır.İslamiyet Allahın adını yüce tutmak için cihat ederek dövüşerek yayılmıştır
İşte islamiyetle Hıristiyanlık arasındaki farklılık laikliğin her iki toplumda farklı gelişmesine yol açmıştır.Türkiye de
Laikliğe geçiş Batınınkinden farklıdır Batıda Dinsel konular Kilisenin dünyasal konularda devletin elinde idi bu hıristiyan
toplulukarda diğn işleri ile devlet işlerinin ayrılması kolay olmuştur.Müslüman ülkelere gelince HZ Muhammetten buyana
din ve devlet işleri tek kişinin elinde kalmıştı İslam halifeleri,sultanlar ve emirler hem dünyave işleri hemde din işlerini
yürütüyorlardı kuran dinsel konular kadar Dünyasal konuları kapsadığı için İmamlık ile devlet başkanlığı iç içe yürümüştür.
Gerçi Türkler islamiyet,i kabul ettikten sonra dönemlerinde Karahanlılar,Selçuklular,Osmanlılar dönemlerinde devlet ve
din işlerinin birbirine karıştırılmadığı görülür Ancak 1517 yılında hilafetin Osmanlıya geçmesinden sonra Devlet yönetimi
zorlaşimış şeyhülislamın fetvaları siyasetin aktif olarak içine girmiştir Dinsel duygular sömürülmüş islam dini zenginleşme
aracı olarak kulanımış tıpkı günümüzdeki gibi Camiler medreseler fakir yoksul halktan toplanan paralarla geçiniyorlar
3-03-1924 yılında halifelik kaldırıldı ve laikliğe geçildi işte laikli budur

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar